Eşyamızın Tarafımıza Teslimini İsteriz!

III – Üçüncü kişi gönderilenin durumu
Ödeme yükümlülüğünün doğması
MADDE 1203
(1) Eşya, taşıtandan başka bir kişiye teslim edilecekse, bu kişi, navlun sözleşmesi veya konişmento ya da diğer bir denizde taşıma senedi uyarınca eşyanın teslimini istediğinde, bu istemin dayandığı sözleşmenin veya konişmentonun yahut diğer bir denizde taşıma senedinin hükümlerine göre ödemeye yetkili kılındığı bütün alacakları ödemekle, kendi hesabına gümrük resmi ödenmiş ve başka giderler yapılmış ise bunları da vermekle ve üstüne düşen diğer bütün borçları yerine getirmekle yükümlü olur.

Eşyanın teslimini isteme aşaması, eşyayı kabul etmekten sonra karşılaşılan bir sahnedir.
Eşyayı, sizin olduğunu ispat edebileceğiniz doküman ile “taşıyan”dan gümrük idareleri dahil karşınıza çıkan birçok engeli aşarak teslim alırsınız.

Genelde konişmentonun el değiştirmesi ile gerçekleşen “zilyetliğin teslimsiz devri”, TTK 1203. maddede yersiz geçen “eşyanın teslimini isteme” , eski Kanunun 1069. maddesinde, “gönderilen, malı teslim almakla..” şekliyle kaleme alınmıştı.

Bizce burda “eşyanın teslimini isteme” lafı da, “malı teslim alma” fiili de yanlış terminoloji kullanımının eseridir.

Oysa ki, “eşyanın teslimini isteme” lafı yerine, HGB §614 lafzına sadık kalınsaydı, yani “Durch die Annahme”, ya da “by accepting” ya da “eşyayı kabul ettiğinde” denmiş olsaydı, burda kastedilen “zilyetliğin teslimsiz devri”nin kabulü daha anlaşılır şekilde açıklanmış olacak, taşıma mukavelesinin önemi ön plana çıkacak ve TTK madde 1200 ‘ de bahsi geçen, gökten zembille inen “Navlunun borçlusu taşıtandır. ” garabetiyle “Borç yiğidin kamçısıdır” delaletiyle hiç tanışmamış olacaktık. (Taşıtan kimdir ki, diye sormak istemiyoruz. Çocuğun pederi baba mıdır?)

Madde başlığı “NAVLUN BORÇLUSU” diyor. “Karine” kelimesi eklenseydi, durumu anlaşılır kılardı. Yahu ona ne gerek? Biliyoruz navlun borçlusu yiğit kim. Biz duraksamaksızın biliyoruz. Taşıtan işte. Taşıttın mı, yandın.

“Free on Board” (FOB) satış yapan bir tacirin, ülkemizde TTK madde 1200 ‘e dayanarak navlun tahlisatı bekleyen  “taşıyan” ‘ a karşı sorumlu olmadığını (tekrar * olmadığını * ) anlatmak, denizden uzak hukukçularımızın kaleme aldığı gerekçeyi de okuduktan sonra, oldukça zor geliyor bana. Herhalde yakında vazgeçerim.

Gerekçede ne “esas” ile nelerin düşünüldüğünü beraberce dinliyoruz:

” Madde 1200 – Bu madde yeni bir hüküm içermektedir. 6762 sayılı Kanunun 1016 ncı maddesinde, eşya taşıma borcuna tekabül eden karşı edim “navlun” olarak ifade edilmiştir. (Navlun kelimesini kim buldu acaba? Kulağa hoş geliyor.) Ancak hiçbir yerde açıkça, navlunun borçlusunun taşıtan olduğu bildirilmiş değildir. (Şart mıydı acaba?) Tasarı, “navlun sözleşmesinden doğan bütün hukuki ilişkileri öncelikle taşıyan ile taşıtan arasında kurmak” esasıyla hazırlandığı için, navlun borçlusunun da taşıtan olduğunu açıkça bildirmek gerekmiştir. Böylece, üçüncü kişi gönderilenin borçlanmasına ilişkin hükümlere de geçiş sağlanmaktadır. ” (O da madde 1203 zaten. “Taşıtandan başkaca kişiye mal teslim etmek” vakti zamanında ayıp sayılırdı. Emanete hıyanet gözüyle bakan taşıyanlar dahi varmış demek ki! Yara Birkeland gidedursun biz taşıtanı borçlandıralım.)

Hatırlatma,

Eski Kanun Dördüncü Fasıl, Birinci Kısım,

Eşya Taşıma (Navlun) Mukaveleleri
BİRİNCİ AYIRIM
Umumi Hükümler
A) Mukavele nevileri:
Madde 1016 – Navlun mukavelesiyle taşıyan, navlun karşılığında: … diye devam eden eski madde.

Sen gel incileri tek cümleye diz, sonra da de ki, hukuk ezber değildir.

Saygı / NK

Total Page Visits: 2 - Today Page Visits: 2

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *